26 Eylül 2009 Cumartesi

BAYRAMLARDA

(Fotoğraf internetten alınmıştır)

Bayramları dört gözle bekleriz.Bizi sevdiklerimize, bizi sevenlere,hasretlerimize kavuşturur ayramlar.Kırık gönüllerin tamirinde bir vesiledir.
Gidemediklerimizin, görüşemediklerimizin, kucaklaşamadıklarımızın eksikliğini duysak da, onlarla telefonda konuşurken hıçkırıklara boğulsak da, bayramlar güzeldir.

En çok da çocukların içi içine sığmaz.Bayramda el öpmek için uzatılan ufacık avuçların içine konulan harçlıklar ve o harçlıklarla o güne dek alınmamış,alınamamışların hayalleri süsler dünyalarını.Sonra şeker toplama yarışları...Tanınsın tanınmasın mahalledeki tüm kapılar çalınır.Gözlerde "Bayramınız Kutlu olsuuuuun" dileklerine karşılık verilecek tepkilerin ürkekliği vardır.Ama yine de çocuk kalpleriyle gülümserler size.Aldıkları birer şeker,(gülümsenerek veya suratlı verilse de), mutlu kılar onları.

Günümüzde çoğu ev sahibi büyükler, uzak mahallerden gelen bu çocuklar için bayram alışverişlerinde, şeker alırlarken ucuz ve kalitesizlerini tercih ediyorlar. Halbu ki, şekerler, çikolatalar çocuklar için değil midir? Sohbetlerimizde mangalda kül bırakmayız: "Çocuklar bizim geleceğimiz,onlar herşeyin en iyisine lâyıklar..." Peki neden çarşıdan pazardan çocukların sağlığı için tehlikeli,nasıl yapıldığı ve içine nelerin katıldığı bilinmeyen şekerleri,çikolataları alırız? Neden çocuğumuza ya da torunlarımıza lâyık bulmadığımız ürünleri başkalarının evlâtlarına reva buluruz?

Sadece bu durum üzerine biraz düşünelim derim.Şairin de söylediği gibi:

ÇALIYORUM KAPINIZI
TEYZE,AMCA BİR İMZA VER
ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLMESİN
ŞEKER DE YİYEBİLSİNLER.
(Nazım Hikmet - Kız Çocuğu)

Hiç yorum yok: