7 Ekim 2008 Salı

ESKİ EVLER BOYNU BÜKÜK BAKIM BEKLİYOR.




Detaylarda çok özel görüntüler saklı.Sadece görüntüler mi?
Kimbilir hangi ustanın eli değdi, kimler kullandı bu binayı? Ne hayat hikâyelerine şahitlik etti.Mutlulukları, hüzünleri, sakladı, yuttu o sessiz duvarlar.
Güzel ülkemizde tarihi yapıları, dokuyu korumak denince, şu üç şey gelir aklıma:
1-) Ya kaderine bırakır, bir çivi bile çakmadan, eriyip yok olmasını bekleriz.
2-) Ya yıkarız (Geçmişle bugünün köprüsü olduğunun farkına bile varmadan), yerine koca koca beton bloklar dikeriz.
3-) Ya da yakarız.(Yerine otopark yapmak için)
Önünde durdum, uzun uzun baktım. Sonra birden bire canlanıverdi: Bembeyaz kireç badanalı duvarları, ahşap pencereleri,sardunya açmış saksıları, Türk Kahvesi kokan dumanıyla...

Hiç yorum yok: