Sabah kalktığımda kahvaltımda eğer bana çay eşlik etmezse, yediklerimden hiiiiiçççç tat alamıyorum. Bu sene çalışmıyorum ve evde kahvaltı keyfi yapmaya çok alıştım.Hele de çay keyfine.Eğer sabah çay içmezsem(en az 3 fincan) kendime gelemiyorum ve başağrısı tutuyor. Amaaaa, çayı görerek içmeliyim.Cam olacak kullandığım çay fincanı.
Ben çocukken annem de çaya düşkündü.İçmezse başağrısı tutardı.Özellikle akşam 17:00 çayımız vardı.Babam işten erken gelirdi saat 15:30 gibi.Biraz uyurdu.Akşam çay saatine yakın kalkardı.Annem çayı demler, yanına kurabiye yapar,bir de limon dilimlerini çay tabağına koyar babamın bize katılmasını beklerdik.Hep birlikte çayımızı içer, kurabiyelerimizi yer, eski radyomuzdan fasıl dinlerdik.(Belki de bu yüzdendir sanat müziğine düşkünlüğüm, fasılları sevmem.Sizler çocuklarınıza kaliteli müzik, sanat aşılarsanız, bu onları olumlu yönde etkiler, emin olun) Son çay ise bir dilim limon ile içilirdi.
Ah, unutmadan bir de kahvaltımızda keyif çayımız olurdu.O son bardak içeceğimiz çayın yanında,küçük reçel tabaklarımızda,1 tatlı kaşığı reçel bulunur, şeker koymadan çay kaşığı ile azar azar reçel alır,üstüne de çayımızı yudumlardık.Tavsiye ederim, ıhhhmmm!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder